Hastaya çok önemli görevler düşüyor. Özellikle şeker hastalarında, kalıcı görme kayıplarının oluşma riski çok yüksektir.

[Dr. Andre Dosso (İsviçre – Cenevre Üniversite Hastanesi Başhekimi) ile yapılan görüşmede şu bilgileri elde ettik.]

Şeker hastalığından kaynaklanan göz problemleri ile o kadar sık karşılaşılıyor ki, Avrupa’da ki görme kayıplarının bir numaralı sebebi olmuş durumda. İsviçre’deki şeker hastalarının %7 si az görüyor. Bu durumda hasta sürekli kan şeker oranını ve tansiyonunu kontrol etmeli, ancak görme kaybı bu şekilde en alt seviyede tutabilir.

Şeker hastalığı gözleri nasıl etkiliyor?

Diyabet hastalarındaki görme kaybı retinanın hasara uğramasından kaynaklanıyor. Retina, sinir hücrelerinden oluşur ve gözün iç kısmını kaplar. Retina’yı bir fotoğraf filmine benzetebiliriz :

Görünen resim sabitleştirilir ve görme siniri aracılığı ile beyine yönlendirilir. Bunun için büyük bir oranda oksijen ve enerji gerekmektedir, bunları da içini kaplayan damarlar vasıtasıyla tedarik ediliyor.

Şeker hastalarında retinadaki Glukoz (Kan şeker) oranı çok yüksektir. Bu sadece retinanın damarlarını değil, sinirlerini de etkiliyor ve zamanla ölmelerine neden oluyor. Bu damarlar inceleşerek, zamanla kapanıyor.

Teşhis için hangi muayeneler gereklidir?

Basit bir göz arkası muayenesi ile retinadaki hasarları tespit etmek mümkündür. Hastalığın erken döneminde , retina üzerinde küçük kırmızı noktalar görünür. Bunlar mikro kanamalardır veya damarlar genişlediği için belli olur.

Bu durumda dahi görme hala iyidir. Fakat bu durum ilerlerse, birçok retina sinirlerinin tıkanmasına ve retinanın oksijensiz kalmasına ve bunun sonucunda yeni damarlar oluşmasına yol açar.

Bu yeni oluşan damarlar çok hassastır ve açılabilir, çatlayabilir, böylece gözün içinde kanamalar olabilir.

Bu kanamalara Profileratif Retinopati adı verilir ve görmeyi çok ciddi bir oranda engeller. Fakat en sık görünen hasar, retinanın merkezini etkileyen, makula adındaki görme merkezinde oluşan, görüş kaybıdır. Bu hasar özellikle okumayı, kontrast ve renk algılamayı olumsuz yönde etkiler. Şeker hastalığında makula sıvı ile dolup şişebilir ve bu görüş kaybına yol açar.

Retina’daki damarların duvarları incelenir ve aralarından iltihaplı ve sıvı kan parçacıkları sızdığı için retina şişer.

Retinopati’nin tedavisi nasıl olur?

Önemli olan üç faktör var: Önlemek, erken teşhis ve gerekli tedavi.

İyi bir kan şeker ve tansiyon takibi, görme kaybını önlemenin en önemli unsurlarıdır. Bu iki önlem dikkate alınarak görme kaybına yol açan risk çok büyük bir oranda azaltılır.

Hastalığın tehşisi için hangi problemler oluşabilir?

Bu hastalıktaki en büyük problemlerden biri, hastanın acı his etmemesi ve dolayısıyla fark edilmemesidir.

Hasta görme kaybını fark ettiğinde, gözdeki hasarlar çok ilerlemiş olabilir. Onun için erken teşhis çok önemlidir.Diyabet ( şeker hastalığı) teşhisi koyulduğu zaman mutlaka göz doktoruna danışmak gerekiyor. Eğer hastanın gözünde bir hasar görünmüyorsa, iki yılda bir kontrol edilmesi yeterlidir. Ne zaman , gözde bir hasar olduğu tespit edilirse, altı ayda bir kontrol olması tavsiye edilir.
Yalnız birçok hasta, ilerleyen hasarları his etmedikleri için, bu muayene ritmini korumakta zorlanıyor.

Diyabet hastalarının tedavisinde ileri gelen ülkelerde kör olma riski % 1,5 da iken tedaviyi yetersiz uygulayan ülkelerde bu oran % 10 a varıyor.

Yani hastaya da çok önemli görevler düşüyor. Diyabet hastasının göz arkası (retina) resmi. Göz doktoru hastalığın işareti olan kırmızı ve/veya sarı lekeleri buluyor. Bunlar retina damarlarının ve dokusunun hasarlı olduğunun bir ifadesidir.

Hastalık riskini arttıran faktörler varmı?

Bir yandan şeker hastalığının süresi ( ne kadar uzun süredir hastalık mevcut ise risk o kadar yüksektir) diğer yandan kan şeker oranı (kan şeker kontrolü ne kadar ihmal edilirse, gözde bir komplikasyon oluşma riski o kadar yüksektir) riski arttırır.

Eğer aynı zamanda yüksek tansiyon da var ise, bunun da çok iyi kontrol edilmesi gerekiyor.

Bir göz muayenesi sonucunda şeker hastalığının ortaya çıkması mümkün müdür?

Bu çok nadir görünür, fakat mümkündür, çünkü şeker hastalığı uzun zaman fark edilmeyebilir de.

Bu hastalık nasıl tedavi edilir?

Şu anda Retinopati ve Makulopati için ilaç ile bir tedavi mümkün değildir. Tek tedavi yöntemi Lazer ile uygulanıyor.

Bu yöntemde dört veya beş seansta 2000 ila 2500 Lazer nokta vuruşu uygulanır ve böylece yeni damarların oluşması engellenir.

Retinanın büyük bir kısmını yakarak ,oksijen ihtiyacı azalıyor ve böylece retinanın merkezine daha yoğun oksijen ulaşıyor.

Şeker hastalığına bağlı Makulopati’de retina damarlarında oluşan hasarları tedavi etmek için 50 ila 100 Lazer nokta vuruşu gerekmektedir.

Bu iki yöntem ile hastalığın ilerlemesi engellenir, zaten mevcut olan hasarlar maalesef tadavi edilemez.

Az Gören şeker hastaları nasıl okuyabilir veya görebilir?

Hastada görme kaybı meydana gelmiş ise ve hasta mevcut gözlükleri ile iyi görmüyorsa, mutlaka Teleskopik Gözlükler (büyütme gücü yüksek) kullanmalıdır. Alman Carl Zeiss firmasının geliştirdiği bu tip gözlükler büyük fayda sağlamaktadır. Tabi burada hastanın gözündeki hasar oranı veya başka bir deyişle görme gücü önemli bir faktördür.

Zeiss Teleskopik Gözlükleri , tüm az görenler için özellikle şeker , yaşa bağlı makula veya Glokom (yüksek göz tansiyonu) hastaları için mutlaka denenmesi gerekir.

Kaynak: Visilab

Bilgi için: Müyesser Altındağ
m.altindag@cem-fa.com.tr